Yılın başı ocağın ortası
Gözlerimle süzemediğim ışık süzmeleri
Yoldaşım olmuş geçtiğim karanlık sokak aralarında
Biraz zikzak biraz düz
Yamuk evlere yürüyorum
Yürüdükçe şatafatlı hayatı arkamda bırakıyorum
Unutamadıklarımı rafa kaldırıyorum
Arada da kafayı kaldırıyorum
Çektiğim nefesten fazlasını geri veriyorum
Çöküyorum iki dakikalığına
Hayatı sorgulamaya kalkıyorum
Atladığım konuları bir bilene sormak istiyorum
İçimden bir ses araya giriyor
Daha yerinden kalkamıyorsun
Dünyayı ayağa kaldırmaya çalışıyorsun
Dükkanlar görüyorum kepenk indirmiş
İki eski dost gibi dertleşiyoruz onlarla
Sanki hayat bütün yükü sırtıma bindirmiş
O yükle tekrar yola düşüyorum
Kapının anahtarları geldik diye uyarıyor beni
Bitkin bitkin merdivenleri çıkıyorum
Zindan soğuğu odamda
Uzanıyorum yatağa titriyor bedenim
Soğuktan mı kalakaldım yalnızlıktan mı bilemiyorum
Dalıyorum uykuya rüyamda boğulup kalkıyorum
Etrafa bakıyorum çocukluğuma dönüyorum annemi arıyorum
Yanında yatabilir miyim lafına dünyayı sığdırıyorum
Gelecek bir cevaba ise diğer dünyayı
İnsan annesini kaybedecek kadar büyür müydü
Ve ya korkamayacak kadar
O an duvarda asılı ucuz eski saate kitleniyorum
Ayağıma geçmişi getiriyor
Burnuma biberli kokusunu
Aklıma ise eve geç gelme korkusu
Bir zaman sonra yine ışık süzmeleri buluyor beni
Güneş doğmuş odaya doluşmuş
O an anlıyorum ki
Ya gerçekleri aldatabildiğin kadar varsın ya da geceleri atlatabildiğin kadar
Comments