top of page
Ara
Adnan Talha Kılıç

Kahve


Babasını uyandırmadan sessizce evden çıktı. Her sabah yaşanan kavgalardan sıkılmıştı artık. Mahalle kahvesinin yolunu tuttu. Mahalle bakkalı dükkanı henüz açıyordu, selam verdi. Her zamanki gibi hal hatrını sorduktan sonra bir çikolata alıp hesaba yazdırdı. Dükkandan çıkarken bakkalın hakkında söylediklerini duymazlıktan geldi.

 

Kahveye girdi. Tanıdığı masalara selam verdikten sonra her zamanki köşesine geçti. Buradan girip çıkan herkesi görebiliyordu. 11 yaşındaki çırağa 1 çay söyledikten sonra masadaki gazeteyi kurcalamaya başladı. Büyük harflerle yazılmış başlıkları okudu önce. İlgisini çekecek bir şeyler olmayacağını bilmesine rağmen bir umut manşetleri okudu. Ardından magazin sayfasına geçti. Dekolteli artislere iyice baktıktan sonra spor sayfasına geçti. Maçlardan ziyade iddia kısmı ilgisini çekiyordu. 200 lira yatırsa kaç lira kazanacağını, 500 yatırsa kaç lira kazanacağını, kazansa ne yapacağını hayal

etmeye başladı. En iyisi kahvehane açmaktı. Temiz işti. Çay kahve demlemekten başka zahmeti yoktu. Tüm mahalleli onun dükkana gelir, sabaha kadar okey, tavla, iskambil oynarlardı. Başlangıç için 20 masa yeterdi. Gariban Suriyeli bir veledi de işe alır, karın tokluğna çalıştırırdı. İlk başlarda 2 kişi yeterdi. Belki sonralarda birini daha işe Nuri Abi'ninkiler gibi tost yaptırırdı ona. Pahalı falandı ama kağıtoyununun yanında ne de güzel gidiyordu! Yanına bir de meyve suyu... Ağzı sulandı.

 

Bir an önce akşam olsaydı da  oyuna başlasalardı. Diğerleri 5'te işten çıkıyorlardı. Çoluk çocuk, akşam yemeği derken saat 7'yi buluyordu. 7.15 olmadan en az dört kişi toplanmış olur, diğerleri de yavaştan gelirdi. Sonradan gelenler yeni masa açmak yerine oyunu izler, sıranın onlara gelmesi için sabırsızlanırdı. Oynayamayanlar da diğer gün erken

gelmeye çalışırdı. Gazetede işi bitince telefonu aldı. Meslek lisesinde dersin bitmesine 1 saat kalmıştı. Okuldan eve dönen  kızlara bakmak için şimdiden dışarıdaki masalardan birine geçti. Bir elinde telefon diğer elinde tespih; dakika başı etrafa bakarak 1 saati doldurmaya çalıştı. Zil sesini duydu sonunda. Kendine çekidüzen verdi, oturuşunu düzeltip gazetenin ekonomi sayfasını açtı. Bir şeyler okuyormuş gibi görünmeye çalıştı.

Bir gazeteye bakıyor, bir yolu gözlüyordu. Amerikan borsasında düşüş vardı. Sürekli kaldığı yeri unutup tekrar okumaktan bunu ezberlemişti artık.

 

Öğrencilerin eve dönüş faslı bitince tekrar içeri girdi. Her okul çıkışı en az 2 saat kahveye uğrayan liselilerin yanına gitti. Bir elinde telefon arada oyuna bakıyor, çocukların uyarılarına rağmen oyuna müdahale ediyordu. Bazen zorla çocuklardan birinin yerine geçip oyuna dahil oluyordu. Çocukların çoğu sevmezdi kendisini. Seveni de  iyi severdi ama. Onun elinde büyümüşlerdi çünkü. İlkokuldan beri selam verir, sohbet ederdi bu çocuklarda. Hiçbiri bir dediğini iki etmezdi. Mahallede kavga, dövüş olduğu zaman hemen onu çağırırlardı. Arada bir oyuna girer, çocukları eğlendirirdi. Bir de o gün evden fazla para koparabilmişse çocuklara cips kola alırdı. Bir keresinde evden 500 lira fazla almış, karşıdaki kafede oturan kıza hava atmak için paranın tamamını çocuklara vermişti. Kız arada bir baksada pek oralı olmamıştı. Olsundu. O vazifesini yapmıştı.

 

Babası gelmeden eve gidip akşam yemeğini yedi. Babasının takıldığı mekan 3 sokak ötedeki memleket kıraathanesiydi. Sabahtan akşama kadar hemşerileriyle sıkılmadan çocukluk, gençlik yılları hakkında konuşurlardı. Oyun oynamayı da unutmazlardı tabi. Hatta bazen keyifleri yerindeye 100-200 lira koyup işi daha da kızıştırırlardı. İşin içine para girince dost falan kalmazdı ama onun verdiği zevk de bir başkaydı. Bir keresinde babası hile yapıp masadaki tüm parayı -1000 lira- almıştı. 1 ay kahveye uğramamıştı ondan sonra. O bir ay ona bir yıl gibi gelmişti. 

 

Yemeğini yiyip kanepe uzanmaya başladı. Annesi komuşdaydı. Gelmesine daha yarım saat vardı. Tam uyuyacağı sırada gazete gördüğü kadın geldi aklına. Annesi gelmeden tekrar kanepeye uzandı. Kapı sesini duyunca uyuyor taklidi yapmaya başladı. Annesi mutfağa girince yalandan bir esnemeyle kalkıp mutfağa girdi. Yarım saat mahalle dedikodusu dinledikten sonra dışarı çıktı.

 

Yolda yavaş yavaş, etrafa baka baka yürüyor; sadece bakıyordu. Zihninin bir şeyler düşünmesine izin vermiyordu.

Düşününce keyfi kaçıyordu çünkü. Hayat, onun için böyle daha güzeldi. Şimdilik parası -her gün evden gizlice aldığı- vardı. Sonrasını düşünmeye gerek yoktu. Sonrasını düşününce şu anı da keyifsizleşiyordu. O yüzden düşünmeye değmezdi. Bir şekilde yine kahvenin önüne gelmişti.

İçeri girdi. Her zamanki masalarına oturdu. Bir çay ve sigaradan sonra birkaç kişi daha geldi. İlk partiye başladılar. İçerisi yavaştan grileşmeye başladı. Dükkanda kalabalık artıyordu. Bu saatler en işlek saatlerdi. Evden, işten bıkmış  insanlar her gün buraya gelir birkaç saatliğine her şeyi unuturlardı. Bu birkaç saat bitince evlerine daha asabi döner,

sebepsiz yere eşlerine, çocuklarına bağırırlardı. Onun eşi ve çocuğu yoktu o yüzden rahattı.

 

Kendini oyuna kaptırmıştı. Bilmem kaçıncı sigarasını küllüğe bastırıp söndürürken gözü küllüğün yanındaki telefonuna kaydı. Telefon şirketinden mesaj gelmişti. Yine internet limitini mi aştı diye korkuyla mesajı okurken sonrasında rahatladı. Doğum gününü kutlamak için mesaj atmışlardı. 32 yaşına girmişti bugün. Bir anlık duraksadı. Etraftaki sesler uğultuya dönüştü. 32 yaşına girmişti.32... Bir an yalnız kalmak istedi. Masaya 100 lira bırakıp dışarı çıktı.

 

Saat 12 olmuştu. Tenha sokaklarda yalnız başına yürüdü. Bu sefer sadece yere bakıyordu. Kimin dükkanı hâlâ açık umrunda değildi. 32 yaşına girmişti. Uzun bir süre sonra ilk kez neden çalışmıyor diye düşündü. İşi bırakalı 7 ay olmuştu. 7 ay. 7 ayın çok mu az mı olduğunu düşündü, cevap bulamadı. Yanından kol kola iki kişi geçti. Mutluydular. Neden hayatında kimse olmadığını düşündü,cevap bulamadı.

 

 32 yaşına girmişti bugün. Evin önüne gelmişti artık. Ağır adımlarla, basamakları saya saya yukarı çıktı. 60 basamak saydı. Eğilmeden, bağcığını çözmeden ayakkabılarını çıkardı. Evdekiler uyanmasın diye kilidi yavaşça çevirdi. Elini bile yıkamadan

yatağa girdi. Bir süre tavana boş boş baktıktan sonra uykuya daldı.

 

Sabah yine aynı saatte uyandı. Babasını uyandırmadan sessizce evden çıktı.

35 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Gece Gezintisi

Buradan

Sizin olsun

Comments


© Copyright
bottom of page