ruhumun sürekli yuvası,
-dudaklarını her açışının üstesinden gelmem
ve gücümü toplayabilmem zaman aldı
her kelimene birer damla kanadım
bunları üç zamanlı sana yazıyorum,
birkaç yıldır pikniğe çıkmadım
kabullenemedim benden önce yaşamış olduğunu
çocuktum aslında
salıncak gıcırtılarına ritim tutabilecek kadar sakindim
o zamanlar marmelat ve reçelin farkını bilmez
seni sevmenin
dünya üzerindeki en kolay iş olduğunu düşünürdüm
dediğim gibi
çocuktum aslında
ve yalancıydım birçok kez
kabul canım,
ben sana yalan söyledim
ne canım sana koşup gelecek kadar yakınında
ne de ismimin bir anlamı var
hâlâ birkaç ay ya da sayfa öncesindeyim
her çizginin üzerinden parmak uçlarımla geçiyor
o satırları yazarkenki yüz ifadeni hayal etmeden duramıyorum
sürekli yuvası ruhumun,
ben sana yalan söyledim
hâlâ rüzgarlardan kaçıyorum
kaçınıyorum yağmurlardan ve soğuk bakışlı insanlardan
bende bıraktığın sana sığınıyorum
hani bir yokuşumuz vardı
yuvasıydı ruhumun sürekli
‘korkuyor olmana rağmen tutuşalım’ demiştin
ve ben artık farklı biriydim
artık omzumdaki her iz senindi
VE BEN
artık elimde bir kitapla
parmak uçlarımda uzarken
en acımasız katil,
senin için olabileceğim her şey,
ben
olabilirdim!
Commentaires