Bir şehir gezdim bugün.
İnsanlar vardı orada, sesleriyle ortak bir melodi oluşturan:
kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar, çocuklar.
Gülüşmeler, sohbet-muhabbet,
çay-kahve vardı aralarında.
Oyunlar oynanıyor, kahkahalar atılıyordu.
Sanki sevgi gördüm onlarda.
Manzarayı izledim şehrin tepesinden.
Güneş, gökyüzü ve ağaçlar vardı.
Kuşlar ötüyor,
kediler, köpekler kendi halinde.
Kaldırımlar, yollar, yokuşlar vardı
gidilmeyi, yürünmeyi bekleyen...
hayat vardı orada.
Bir de bayrak vardı al-al dalgalanan,
aslen özgürlüğü simgeleyen.
Oysa o kızıl bayrağın altında nefes alıyordu şehrin insanları.
O bayrakla var oluyordu bu şehir.
Bir yere kadar özgür,
bir yerden sonra hapisti yani.
Ve o şehir, şehir gibi de kokmuyordu aslında.
Sigara dumanı sarmış her yeri.
Hüzün, kırgınlık, belki de nefret?
Düşündüm;
bu kadar mı acı doluydu bu şehir?
Gülen yüzler neler saklıyordu o tebessümlerin ardında?
Bu şehir, tekrar kokar mıydı kendisi gibi?
Bir şehir gördüm orada,
neşeyle bakan, ama gizleri olan.
Hayat olan, ama yine de ölüm kokan.
Bir şehir gördüm ben bugün,
şehir olmayan.
Comments