penceremden gelen ılık gün buzunu çözemiyor akşamın donup kalmış karanlığında bir renkli sahne ilkbaharın -------------------------------...

Abartılı bir sevgiydi bizimkisi, Kaçan kovalanır misali Rolleri değişirdik ara sıra. Bir evimiz olsaydı mesela, Bir kibrit çakıp...

Gecenin kör ıslığı çaldığı zaman Vakti geldi mi kor gibi yanan Bir umut gibi çığlık çığlığa yükselen Sevmek mi saymak mı adını çağırtan...

Yaşım daha altı buçuk bile değil Merak falan da etmiyorum ilerisini Gelecekte nelerin geleceği başıma Çevremdeki yüzlerce makineden belli...

Genç kadın Sana bir özgürlük verdiler Onu oku ve yaz ve bazen de çal diye Eski ve bayat ve aşina ne varsa Hayır Karaköy'ü bulup Kadıköy'e...

Benim tırpan gibi göğsümde yatan bu, Acının bir ince ustalık işidir Kıvıl kıvıl yüzüme dönme ey sarı büyük ateş Gelirse şu heves senden...

tüm sayfalarım tükenirken anladım ki yazdıkça siyah kapaklı defterime kelimeler doluşmuş boşu boşuna şiirlerimi tekrar tekrar okurken o...

Eğimi çocuk boyda biri için fazlaydı bizim köyün. Tarlada kestane toplamaya çıktığımızda sihirli bir ormanda bulurdum kendimi. İşten...

Evden uzaklaştığım her santimde Boğazımdan bir iğne geçer Gençliğimi yutkunurum Baharlar akar gözlerimden Yanaklarımda yapraklar Kalbimde...

Kendime dürüst olamayacak kadar büyüdüm artık Kendimden bir şeyleri saklayacak kadar büyüdüm Kabul edemediğim şeyler olduğunu Kabul...

Bir şeyi çok istersen olur mu? Değişir mi gerçekten enerjinle, Benliğinle Olduğuyla Olamadığıyla Değişir mi cidden Çok istesen gitmeyi,...

Bildiğin bir çizgi var mı? Herhangi bir çizgi… Var mı bildiğin, oluştuktan sonra kaybolmayan? Alnında var mı mesela? Ellerinde? Ya da...

Gün batarken gözlerim gün ışığının oluşturduğu o muhteşem tabloyla kamaşıyor. Ufuk çizgisi sevgilisi ile buluşurken bir yaz esintisi...

Yırtık çorapları şüphelenmiş. Firari bir mevsimin ağlayışları varken müstakil evin buğulanmış pencerelerinde... Soluk minder onu, o da...

Anlamaya çalışırken delilerin arasında Titriyor göz bebekleri Sesleniyor her saç teli İçinde bir boşluğa ve yankılanıyor çıplak...

Her an gerçek mi? Her an gerçek. Her an... Her ettiğim iltifatta aradığın Evet! O, gerçek. Kurduğum süslü cümleler Süsünü kopartıp atsan...

Soğuğum bugün Uzunca esen rüzgarların uğultusunda soğuğum Hiç susmayacak ağlayışları dinliyorum Rüzgarın yaktığı ağıdı Aslında içimden...

Oturduğu yerden yaşayan insanların çektiği o özel sıkıntılara aşinayım. Misal kafamın dağınık olmasından hoşlanmam ama içinde ne kadar...

“Neredeyse her şey hazır….” Yazı masasının üzerine koyduğu kağıtlarını ve kalemlerini bir kere daha kontrol etti, susadığında içmek için...

Pencereden üfüren soğuk havaya bezgince bakarken üzerimdeki düğmesi kopmuş hırkayı daha da sarıyorum soğuktan büzüşen bedenime. Beş...